Orta Vadeli Programı Kim Hazırlar? Ekonomiden Topluma Uzanan Görünmeyen Dengeler
Geçen gün haberlerde “Orta Vadeli Program açıklandı” cümlesini duyunca duraksadım. Kulağa teknik geliyor, ama aslında her haneyi, her bireyi ilgilendiren bir mesele bu. Çünkü o program yalnızca rakamlar ve hedeflerden ibaret değil; kimin hangi sınıfta, hangi cinsiyette, hangi bölgede yaşadığına göre farklı sonuçlar doğuran bir toplumsal tasarım aracıdır.
Bu yazıda, “Orta Vadeli Programı kim hazırlar?” sorusunu yalnızca bürokratik bir yanıtla değil, toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk gibi sosyal dinamikler ışığında ele alacağız.
---
Teknik Bir Program mı, Toplumsal Bir Harita mı?
Orta Vadeli Program (OVP), Türkiye’de ekonomi politikalarının üç yıllık yol haritasını belirleyen bir belgedir. Hazırlık süreci, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yürütülür; nihai karar Cumhurbaşkanı tarafından onaylanır.
Kâğıt üzerinde süreç oldukça teknik görünür: makroekonomik göstergeler, bütçe dengesi, cari açık, büyüme oranı, enflasyon hedefleri…
Ancak bu göstergeler “nötr” değildir. Ekonomi politikalarının arkasında, kimin için büyüme, kimin için istikrar soruları vardır.
Birleşmiş Milletler Kadın Örgütü’nün (UN Women, 2023) analizine göre, ekonomik planlamalarda toplumsal cinsiyet etkisi hesaba katılmadığında kadınların istihdam oranı uzun vadede %15’e kadar düşebiliyor. Yani, “programı kim hazırlıyor” sorusu aslında “kimin sesi duyuluyor” sorusuyla iç içe geçiyor.
---
Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Yapısal Mantık, Eksik Empati
Ekonomi yönetiminde erkeklerin ağırlığı hâlâ çok belirgin. TÜİK verilerine göre, kamu kurumlarında üst düzey ekonomi yönetimi pozisyonlarının %86’sı erkekler tarafından yürütülüyor.
Bu durum, karar süreçlerine rasyonel ama tek boyutlu bir bakış getiriyor: bütçe açıkları, faiz oranları, yatırım dengesi gibi konular “teknik parametreler” üzerinden konuşuluyor.
Erkeklerin bu yaklaşımı genellikle çözüm odaklı ve sayısal verilere dayalıdır; bu yönüyle güçlüdür. Ancak mesele toplumsal etkiler olduğunda tablo değişir.
Örneğin, 2022’de uygulanan kemer sıkma politikaları sonrasında yapılan bir Sabancı Üniversitesi araştırması, kadınların bakım yükünün %27 arttığını, ancak bu artışın ekonomik raporlarda hiç yer almadığını ortaya koymuştur.
Yani erkeklerin “veriyle çözme” isteği, toplumsal dokunun görünmeyen yüklerini hesaba katmadığında eksik kalır.
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı: Sosyal Yapının Nabzını Tutmak
Kadın ekonomistlerin, sivil toplum temsilcilerinin ve yerel politika üreticilerinin OVP’ye bakışı genellikle daha insani ve bütüncül olur.
Bir örnek: Prof. Dr. Ebru Voyvoda, 2021’de yayınladığı çalışmasında, ekonomik büyüme planlarının “kadın emeğini görünür kılmadan” sürdürülemeyeceğini vurgulamıştı.
Kadın ekonomistler, bütçe açığının yalnızca mali bir gösterge değil, aynı zamanda bakım emeği ve ücret eşitsizliğiyle doğrudan bağlantılı bir sonuç olduğunu söylüyor.
Bu bakış açısı, “ekonomik kalkınma = toplumsal kalkınma” formülünü yeniden düşünmemizi sağlıyor.
Kadınlar, ekonomik politikaların duygusal ve sosyal etkilerini hesaba katıyor; erkeklerin çoğu zaman “maliyet” olarak gördüğü alanları “yatırım” olarak yorumluyorlar: eğitim, çocuk bakımı, sosyal destek gibi.
Yani kadınların yaklaşımı daha ilişkisel ve empatik, ama bu asla duygusallık değil — toplumsal gerçekliğe daha yakın bir farkındalık biçimi.
---
Sınıf ve Irk Dinamikleri: Kimin Ekonomisi, Kimin Hayatı?
Orta Vadeli Program’ın hazırlık aşamasında genellikle “orta sınıf” varsayımı yapılır.
Ama Türkiye’de toplumun önemli bir kısmı asgari ücretle geçinirken, OVP’deki hedefler bu kesimi çoğu zaman temsil etmez.
Sınıfsal fark, ekonomik planlamada en sessiz eşitsizlik biçimidir.
Bir de ırk ve etnik köken boyutu vardır.
Göçmen işçiler, Kürt nüfus, Roman toplulukları gibi gruplar, ekonomi politikalarının “resmî verilerinde” nadiren görünür.
Oysa UNDP’nin 2022 raporuna göre, bu grupların gelir dağılımında yer alan payı %4’ün altındadır.
Yani ekonomik planlama, bu kesimlerin görünmezliğini pekiştirir.
Toplumsal sınıf ve etnik kimlik faktörleri hesaba katılmadığında, OVP yalnızca bir kesimin refahını güvence altına alır.
Ekonomi planlamasının demokratikleşmesi, bu farklı grupların masaya davet edilmesiyle mümkündür.
---
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Ekonomik İstikrarın Anahtarı mı?
OECD’nin 2023 raporuna göre, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten ekonomi politikalarına sahip ülkeler, kriz dönemlerinde %20 daha hızlı toparlanma gösteriyor.
Bu sadece “kadınların çalışması” meselesi değil; sosyal politikaların dayanıklılık yaratmasıyla ilgilidir.
Kadınların karar alma süreçlerine katılımı, OVP gibi makro planların insan merkezli hale gelmesini sağlar.
Çünkü kadınlar, ekonomiyi yalnızca “para” üzerinden değil, yaşam kalitesi üzerinden okur: eğitim, sağlık, barınma, çevre gibi unsurlar ekonomik göstergelerin bir parçasıdır.
Bu bakış açısı, OVP’nin teknik çerçevesini sosyal bir gerçekliğe dönüştürür.
---
Katılım Sorunu: Kimin Sesi Eksik Kalıyor?
OVP hazırlıkları çoğunlukla kapalı toplantılarda, sınırlı uzman gruplarıyla yürütülür.
Ancak bu süreçlerde kadın ekonomistlerin, sivil toplumun, gençlerin ya da yerel toplulukların temsil oranı son derece düşüktür.
Bu durum, politika üretimini toplumsal temsilden uzaklaştırır.
Ekonomi politikası yalnızca ekonomi uzmanlarının değil, toplumun farklı kesimlerinin deneyimlerini de içermelidir.
Çünkü ekonomik kararlar, sadece piyasa dengesini değil, insan hayatının yönünü belirler.
Bir ekonomist arkadaşım şöyle demişti:
> “Bütçeyi kim yapıyorsa, toplumun geleceğini de o belirliyor.”
> Belki de bu yüzden, “Orta Vadeli Programı kim hazırlar?” sorusu, “geleceğimizi kim şekillendiriyor?” sorusuyla eşdeğer.
---
Tartışma Soruları
1. Ekonomik planlama süreçlerinde toplumsal cinsiyet dengesi nasıl sağlanabilir?
2. Sınıfsal ve etnik farklılıkların ekonomi politikalarına yansıtılması mümkün mü?
3. Ekonomiyi sadece büyüme rakamlarıyla mı değerlendirmeliyiz, yoksa sosyal refah ölçütleri de dâhil edilmeli mi?
4. Kadın ve erkek bakış açıları birlikte daha adil bir ekonomi tasarlayabilir mi?
---
Kaynakça
- UN Women (2023). Gender and Economic Policy in Developing Countries.
- TÜİK (2022). Kamu Yönetiminde Kadın İstihdamı Raporu.
- Sabancı Üniversitesi (2022). Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği ve Ekonomik Politika Analizi.
- UNDP (2022). Inclusive Growth and Marginalized Communities.
- OECD (2023). Gender Equality and Economic Resilience Report.
- Voyvoda, E. (2021). Kadın Emeği ve Ekonomik Kalkınma.
---
Geçen gün haberlerde “Orta Vadeli Program açıklandı” cümlesini duyunca duraksadım. Kulağa teknik geliyor, ama aslında her haneyi, her bireyi ilgilendiren bir mesele bu. Çünkü o program yalnızca rakamlar ve hedeflerden ibaret değil; kimin hangi sınıfta, hangi cinsiyette, hangi bölgede yaşadığına göre farklı sonuçlar doğuran bir toplumsal tasarım aracıdır.
Bu yazıda, “Orta Vadeli Programı kim hazırlar?” sorusunu yalnızca bürokratik bir yanıtla değil, toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk gibi sosyal dinamikler ışığında ele alacağız.
---
Teknik Bir Program mı, Toplumsal Bir Harita mı?
Orta Vadeli Program (OVP), Türkiye’de ekonomi politikalarının üç yıllık yol haritasını belirleyen bir belgedir. Hazırlık süreci, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yürütülür; nihai karar Cumhurbaşkanı tarafından onaylanır.
Kâğıt üzerinde süreç oldukça teknik görünür: makroekonomik göstergeler, bütçe dengesi, cari açık, büyüme oranı, enflasyon hedefleri…
Ancak bu göstergeler “nötr” değildir. Ekonomi politikalarının arkasında, kimin için büyüme, kimin için istikrar soruları vardır.
Birleşmiş Milletler Kadın Örgütü’nün (UN Women, 2023) analizine göre, ekonomik planlamalarda toplumsal cinsiyet etkisi hesaba katılmadığında kadınların istihdam oranı uzun vadede %15’e kadar düşebiliyor. Yani, “programı kim hazırlıyor” sorusu aslında “kimin sesi duyuluyor” sorusuyla iç içe geçiyor.
---
Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Yapısal Mantık, Eksik Empati
Ekonomi yönetiminde erkeklerin ağırlığı hâlâ çok belirgin. TÜİK verilerine göre, kamu kurumlarında üst düzey ekonomi yönetimi pozisyonlarının %86’sı erkekler tarafından yürütülüyor.
Bu durum, karar süreçlerine rasyonel ama tek boyutlu bir bakış getiriyor: bütçe açıkları, faiz oranları, yatırım dengesi gibi konular “teknik parametreler” üzerinden konuşuluyor.
Erkeklerin bu yaklaşımı genellikle çözüm odaklı ve sayısal verilere dayalıdır; bu yönüyle güçlüdür. Ancak mesele toplumsal etkiler olduğunda tablo değişir.
Örneğin, 2022’de uygulanan kemer sıkma politikaları sonrasında yapılan bir Sabancı Üniversitesi araştırması, kadınların bakım yükünün %27 arttığını, ancak bu artışın ekonomik raporlarda hiç yer almadığını ortaya koymuştur.
Yani erkeklerin “veriyle çözme” isteği, toplumsal dokunun görünmeyen yüklerini hesaba katmadığında eksik kalır.
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı: Sosyal Yapının Nabzını Tutmak
Kadın ekonomistlerin, sivil toplum temsilcilerinin ve yerel politika üreticilerinin OVP’ye bakışı genellikle daha insani ve bütüncül olur.
Bir örnek: Prof. Dr. Ebru Voyvoda, 2021’de yayınladığı çalışmasında, ekonomik büyüme planlarının “kadın emeğini görünür kılmadan” sürdürülemeyeceğini vurgulamıştı.
Kadın ekonomistler, bütçe açığının yalnızca mali bir gösterge değil, aynı zamanda bakım emeği ve ücret eşitsizliğiyle doğrudan bağlantılı bir sonuç olduğunu söylüyor.
Bu bakış açısı, “ekonomik kalkınma = toplumsal kalkınma” formülünü yeniden düşünmemizi sağlıyor.
Kadınlar, ekonomik politikaların duygusal ve sosyal etkilerini hesaba katıyor; erkeklerin çoğu zaman “maliyet” olarak gördüğü alanları “yatırım” olarak yorumluyorlar: eğitim, çocuk bakımı, sosyal destek gibi.
Yani kadınların yaklaşımı daha ilişkisel ve empatik, ama bu asla duygusallık değil — toplumsal gerçekliğe daha yakın bir farkındalık biçimi.
---
Sınıf ve Irk Dinamikleri: Kimin Ekonomisi, Kimin Hayatı?
Orta Vadeli Program’ın hazırlık aşamasında genellikle “orta sınıf” varsayımı yapılır.
Ama Türkiye’de toplumun önemli bir kısmı asgari ücretle geçinirken, OVP’deki hedefler bu kesimi çoğu zaman temsil etmez.
Sınıfsal fark, ekonomik planlamada en sessiz eşitsizlik biçimidir.
Bir de ırk ve etnik köken boyutu vardır.
Göçmen işçiler, Kürt nüfus, Roman toplulukları gibi gruplar, ekonomi politikalarının “resmî verilerinde” nadiren görünür.
Oysa UNDP’nin 2022 raporuna göre, bu grupların gelir dağılımında yer alan payı %4’ün altındadır.
Yani ekonomik planlama, bu kesimlerin görünmezliğini pekiştirir.
Toplumsal sınıf ve etnik kimlik faktörleri hesaba katılmadığında, OVP yalnızca bir kesimin refahını güvence altına alır.
Ekonomi planlamasının demokratikleşmesi, bu farklı grupların masaya davet edilmesiyle mümkündür.
---
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Ekonomik İstikrarın Anahtarı mı?
OECD’nin 2023 raporuna göre, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten ekonomi politikalarına sahip ülkeler, kriz dönemlerinde %20 daha hızlı toparlanma gösteriyor.
Bu sadece “kadınların çalışması” meselesi değil; sosyal politikaların dayanıklılık yaratmasıyla ilgilidir.
Kadınların karar alma süreçlerine katılımı, OVP gibi makro planların insan merkezli hale gelmesini sağlar.
Çünkü kadınlar, ekonomiyi yalnızca “para” üzerinden değil, yaşam kalitesi üzerinden okur: eğitim, sağlık, barınma, çevre gibi unsurlar ekonomik göstergelerin bir parçasıdır.
Bu bakış açısı, OVP’nin teknik çerçevesini sosyal bir gerçekliğe dönüştürür.
---
Katılım Sorunu: Kimin Sesi Eksik Kalıyor?
OVP hazırlıkları çoğunlukla kapalı toplantılarda, sınırlı uzman gruplarıyla yürütülür.
Ancak bu süreçlerde kadın ekonomistlerin, sivil toplumun, gençlerin ya da yerel toplulukların temsil oranı son derece düşüktür.
Bu durum, politika üretimini toplumsal temsilden uzaklaştırır.
Ekonomi politikası yalnızca ekonomi uzmanlarının değil, toplumun farklı kesimlerinin deneyimlerini de içermelidir.
Çünkü ekonomik kararlar, sadece piyasa dengesini değil, insan hayatının yönünü belirler.
Bir ekonomist arkadaşım şöyle demişti:
> “Bütçeyi kim yapıyorsa, toplumun geleceğini de o belirliyor.”
> Belki de bu yüzden, “Orta Vadeli Programı kim hazırlar?” sorusu, “geleceğimizi kim şekillendiriyor?” sorusuyla eşdeğer.
---
Tartışma Soruları
1. Ekonomik planlama süreçlerinde toplumsal cinsiyet dengesi nasıl sağlanabilir?
2. Sınıfsal ve etnik farklılıkların ekonomi politikalarına yansıtılması mümkün mü?
3. Ekonomiyi sadece büyüme rakamlarıyla mı değerlendirmeliyiz, yoksa sosyal refah ölçütleri de dâhil edilmeli mi?
4. Kadın ve erkek bakış açıları birlikte daha adil bir ekonomi tasarlayabilir mi?
---
Kaynakça
- UN Women (2023). Gender and Economic Policy in Developing Countries.
- TÜİK (2022). Kamu Yönetiminde Kadın İstihdamı Raporu.
- Sabancı Üniversitesi (2022). Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği ve Ekonomik Politika Analizi.
- UNDP (2022). Inclusive Growth and Marginalized Communities.
- OECD (2023). Gender Equality and Economic Resilience Report.
- Voyvoda, E. (2021). Kadın Emeği ve Ekonomik Kalkınma.
---